‘’…gerçek mi şuan ha? Ölemedim mi?’’ İnleyerek belini doğrultmaya çalıştı. ‘’Hâlâ daha kurtulamadım diyosun?’’ Yüzünde hafif bir gülümseme oluştu. Ardından normal yüz ifadesiyle devam etti: ‘’Keşke beni değil de onlardan birini kurtarsaydın. Gerçi nankörlük yapmak istemem, hiç de sevmem ama… Zaten çok geç artık. Hayatını o kadar tehlikeye attın sırf başka birisini kurtarmak gibi yüceltilmiş bir amaç için. Gerçi o birisi ben olduğumdan amaçtaki yücelik kalkıyor ama neyse.’’ Hafifçe kıkırdadı ama kıkırdamasıyla beraber gelen acı yüzünü ekşitti. ‘’Acılar içerisindeyim ve muhtemelen kendimde de tam değilim. Ama dürüst olmak istiyorum seninle konuşurken.’’ Sen dediğinde tüm yüzüne bir gülümseme yayıldı. ‘’Tabii polisler geldiğinde bunları anlatmıycam. Sen anlatabilirsin. Sana da kızmam bundan ötürü. Onca yıldır görüşmüyoruz ama eski bi’ hukukumuz var sonuçta. Doğruyu yapma sorumluluğunu da sana bırakıyorum.’’ Sesini vurgulamıştı ‘doğruyu yapma’’ derken. ‘’Benim yüzümden. Daha demin o ölen i
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki bu bir mecburiyet yazısıdır. Hani iddiaya girersiniz ve kaybettiğinizde sizin için kötü millet için gülünç bir şey yapmak zorunda kalırsınız ya. İşte bunu öyle düşünün. Aşkla alakalı bir şey yazmak zorundaydım. Genel olarak bana sıkıcı geldi. Ama yazarken eğlendim mi? Evet. Çünkü sonu aklımdaydı. Ve o psikolojiye girmek biraz ilginç. Ve de son olarak bir videoya başlarsınız çok saçma bir şeymiş gibi gelir ama videonun üstünde sonuna kadar izleyin yazısı var diye sonunu getirirsiniz ve her şey aydınlığa çıkar ya. Bu yazıyı öyle bir şeymiş gibi düşünün. Biraz da aceleye geldi tek günüm vardı. Ve bu da benim aşk yorumum. Karanlık geceler... Ha bir de unuttum. Uzun süredir yazmıyordum çok kaliteli bir yazıyla giriş yapmak isterdim ama mecburiyet napacan. Let's begin. Ayakkabısını giydi. Bağcıklarını bağladı. Kapıyı kapattı ve anahtarı deliğe sokup kapıyı kilitledi ve uzun süredir planını kurduğu o sonsuz gibi görünen yolculuğuna başladı. Bugün b